Durmadan, durmadan ilerlemek gerekir diyordu kafamın içinden gelen bir ses. Yakaladım seni; işte oradasın. Bunu yapmak zorundasın. Sen yapmazsan değişim kendiliğinden gelecek. Korkma ve kendini bana teslim et. O zaman göreceksin ki her şey bambaşka olacak.
Birden uyandı Leman. Sağına soluna bakındı ve korkuyla bana seslenen kimdi diye düşünmeye başladı. Yerinden kalkıp bir bardak su almak için bile kendinde cesaret bulamıyordu. Vücudunun kontrolünü kaybetmiş, delirmiş gibi etrafına bakınıyordu. Dağınık saçları, korkudan büyümüş ela gözleri ve yerlere saçılmış fotoğraflara bakarak annesini düşünmeye başladı. En son bir ay önce görüştüklerini hatırlıyordu. O günden sonra bir daha görüşmemişlerdi. Onun kısa düz sarı saçlarını, ardından hayal kırıklığıyla bakan gözyaşlarıyla sulanmış yeşil gözleri daima aklına geliyordu. Neden onun kalbini kırdım ki? Neden onu bir aydır arayıp sormuyorum diye düşünerek telefonu eline aldı. Fakat telefonu bir türlü açamadı. Yerinden kalkarak oturma odasına geçip etrafa saçılmış eşyalar arasında şarj kablosunu aramaya başladı. Ansızın durup mutfaktan gelen sese kulak kabartarak ayağa kalktı ve yavaş adımlarla o tarafa doğru yürümeye başladı.
Mutfaktan gelen fokurdamalar ve kızarmış ekmek kokusunu aldığında adımlarını sıklaştırdı ve annesinin o sıcacık kucağına ani bir refleksle kendisini bırakmak için can attı. Mutfak kapısına geldiğinde ansızın adımlarını gerisin geriye hareket ettirerek bir çığlık koyverdi. Siyahlar içinde bir kadın, zayıf süzgün bakışlarını fokurdayan suya dikmiş ellerini kaynar suyun içine sokarak kahkahalarla gülmekteydi. Aynı annesine benzeyen bu kadın Leman’ı fazlasıyla korkutmuştu. Fakat genç kadın kendini toplayarak kadına doğru yaklaşıp onu durdurmak istiyordu. Küçük adımlarla kadına yaklaşmaya başladığında ansızın bu kadının ona doğru döndüğünü gördü. Kadın anlayamadığı bir şeyler söyleyip gülüyordu. Leman, kadının ne dediğini daha iyi duyabilmek için ona yaklaşmaya devam etti. Kendinden geçercesine gülmeye devam ederken bir anda susarak yanına gelen Leman’a ciddi ve soğukkanlı bir şekilde “Anneni öldürdün genç hanım” diyerek daha yüksek bir sesle güldü. Bu durum karşısında şaşkına dönen Leman ne yapacağını bilemeyerek etrafına bakınmaya başladı.
Ortalık bir anda kalabalıklaştı. Genç kadın kendini yatağın üstünde elleri bağlı bir şekilde buldu. Yatağının etrafında koşuşturan ve “Hasta tekrar kriz geçiriyor” diyerek başındaki beyaz giysili adama rapor veren bir kadının sesini işitti ve sonrasında kolunda bir sızlama hissederek kendinden geçmiş bir şekilde “Annem beni terk edecekti. Bende o beni bırakmasın diye yaptım” diyerek sakinleştiricinin etkisiyle tamamen kendinden geçti.
Cihan KAYAR
Stephen King okuyorum sandım korktum vallahi gece gece.