Çoğumuz yeni olaylar ürkütücü bir şekilde tanıdık geldiğinde dejavu hissini deneyimlemişizdir. Bu beynimizde gerçekleşen kısa devre Matrix’teki bir hata olabilir mi?
Daha önce burada bulundum mu? Geçmişte bir noktada bana aynı sözleri söylerken tam olarak bu noktada mı durduk? Bu koridordan geçen kediyi daha önce görmemiş miydim? Bazen, yeni bir olay ya da yer deneyimledikçe, bunun ilk olmadığı duygusuna kapılırız. Biz buna “zaten görüldü” anlamına gelen Fransızca bir ifade olan déjà vu hissi diyoruz. Fakat déjà vu nedir ve bilim bunun neden olduğunu açıklayabilir mi?

Birçok nörobilimci, bu cevabın biraz je ne sais quoi’den yoksun olduğunu söyleyecektir. St Andrews Üniversitesi’nde kıdemli psikoloji öğretim görevlisi olan Dr Akira O’Connor gibi uzmanlara göre, déjà vu sadece bir aşinalık duygusu değil, aynı zamanda bu duyguların yersiz olduğunun üstbilişsel olarak tanınmasıdır.
“Déjà vu, temelde aşinalık hissi ile aşinalığın yanlış olduğunun farkındalığı arasındaki bir çatışmadır. Déjà vu’yu diğer hafıza olaylarına kıyasla bu kadar benzersiz yapan şey, kandırıldığınızın farkındalığıdır” diye açıklıyor.
DÉJÀ VU, “MATRIX’TEKİ BİR HATA” GİBİ HİSSETTİRİYOR
Bazıları déjà vu’nun geçmiş yaşamınızdan bir deneyimi hatırladığınızın bir işareti olduğunu düşünmektedir.

Carrie-Anne Moss, Matrix üçlemesinde Trinity olarak bize (ve Keanu Reeves Neo olarak) déjà vu’nun “Matrix’teki bir aksaklık” olduğunu söylüyor – insanlığı akıllı makinelerin gerçekten dünyayı ele geçirdiğinden habersiz tutan simüle edilmiş bir gerçeklik. Bu açıklama, siberpunk bilim kurgu için mükemmeldir, ancak bize fenomen hakkında herhangi bir bilimsel anlayış vermez.

Dejavu hissini gizemle ve hatta paranormal ile ilişkilendiririz. Çünkü bu geçici ve genellikle beklenmediktir. Déjà vu hakkında ilgimizi çeken şeyler, çalışmayı zorlaştıran şeylerle aynıdır. Ancak bilim adamları, hipnoz ve sanal gerçeklik gibi hileler kullanmayı denemişlerdir.
DÉJÀ VU BİR HAFIZA FENOMENİ OLABİLİR
Bilim adamları, laboratuvar ortamında déjà vu’yu etkili bir şekilde yeniden yaratmaya çalışmışlardır. Leeds Memory Group tarafından 2006 yılında yapılan bir çalışmada, araştırmacılar önce hipnoz altındaki hastalar için bir anı oluşturacaklardı. Bu anı genellikle oyun oynamak veya belirli bir renkte basılı bir kelimeye bakmak gibi basit bir şeydi. Daha sonra, farklı gruplardaki hastalara, oyun veya kelimeyle karşılaştıklarında daha sonra déjà vu duygusunu tetikleyebilecek olan anıyı unutmaları veya hatırlamaları için bir öneri verildi.
Diğer bilim adamları, sanal gerçekliği kullanarak déjà vu oluşturmaya çalıştılar. Bir çalışma, katılımcıların sanal gerçeklik içerisinde kurgulanan Sims video oyunundaki hareketi üzerine tasarlandı. Bir sahne bir diğeriyle uzamsal olarak eşlenecek şekilde oluşturuldu. Bunun sonrasında katılımcılar déjà vu yaşadıklarını bildirdiler. (Örneğin, sanal bir bahçedeki tüm çalılar aynı düzende bir hurdalık oluşturmak için çöp yığınlarıyla değiştirildi.)

Bu deneyler, bilim adamlarının deja vu’nun bir hafıza fenomeni olduğundan şüphelenmesine neden oldu. Gerçek bir anıya benzer bir durumla karşılaşıyoruz ama o anıyı tam olarak hatırlayamıyoruz. Böylece beynimiz, mevcut deneyimimiz ile geçmişteki deneyimler arasındaki benzerlikleri bir araya getirerek aralarında bağlantı kuruyor ve böylece tam olarak yerleştiremediğimiz bir aşinalık duygusuyla baş başa kalıyoruz.
Sağlıklı insanların çoğu, aşinalık hissine inanmaya ve davranışlarını değiştirmeye meyilli değil – Matrix’teki Neo gibi, mantıksal olarak bir şeylerin doğru olmadığını biliyorlar.
Peki déjà vu sırasında beyin nasıl çalışmaktadır? Neden bazı insanlar bu fenomeni diğerlerinden daha fazla deneyimliyor?
Nörobilime göre déjà vu nedir?
Bildiğimiz kadarıyla, déjà vu yaşadığını bildiren insanların %60’ı, Matrix’te sadece bir aksaklık yaşamadı.
Bununla birlikte, nörobilimciler, bu hafıza yanılsamasının sağlıksız bir beyin belirtisi olmadığını belirlemişlerdir – bu hiçbir şekilde bir hafıza hatası değil. Aslında, neredeyse tam tersi. O’Connor’ın iddia ettiği gibi, déjà vu, beynin ön bölgeleri yanlış bir hafızayı düzeltmeye çalıştığında ortaya çıkar.

İnsanların büyük çoğunluğu için deja vu yaşamak muhtemelen iyi bir şey. Bu, gerçekleri kontrol eden beyin bölgelerinin iyi çalıştığının ve olayları yanlış hatırlamanızı engellediğinin bir işaretidir.
Sağlıklı bir insanda bu tür yanlış hatırlamalar her gün olacaktır. Bu beklenen bir şey çünkü hafızanız milyonlarca ve milyarlarca nöron içeriyor.
Ne yazık ki, déjà vu sırasında beyinde tam olarak ne olduğunu açıklayan, üzerinde anlaşmaya varılmış tek bir model yok. Bununla birlikte, ana rakip teorilerin çoğu aynı fikri paylaşıyor: déjà vu, beynin alanları (temporal lob gibi) zihnin ön bölgelerini beslediğinde, geçmiş bir deneyimin kendini tekrar ettiğinin sinyallerini verdiğinde ortaya çıkar.

Bundan sonra, beynin ön karar verme alanları, bu sinyalin mümkün olanla tutarlı olup olmadığını görmek için etkin bir şekilde çalışır.
Eğer gerçekten o yerde daha önce bulunduysanız, daha fazla anıyı geri getirmek için çok daha fazla çaba sarf edebilirsiniz. Değilse, bir dejà vu farkındalığı meydana gelebilir.
İlk yorum yapan siz olun